Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Türk Askeri Terörist Olabilir Mi?

    Aleyna
    Aleyna
    Moderatör
    Moderatör


    mesajlar mesajlar : 5494

    Doğum tarihi : 14/04/72
    Kayıt tarihi : 22/11/09

    Türk Askeri Terörist Olabilir Mi? Empty Türk Askeri Terörist Olabilir Mi?

    Mesaj  Aleyna 01.07.10 12:29





    Türk Askeri Terörist Olabilir Mi?
    TÜRK ASKERİ TERÖRİST OLABİLİR Mİ?



    Hayatını sunuculuk yaparak ve çocukları eğlendirerek kazanan Michael Todd, İngiltere’nin tanınmış simalarından biri olsa bile kız arkadaşı ve kızını ararken kader onu Süleymaniye’ye kadar sürüklemiş ve orada Süleymaniye baskını kurbanlarından biri olarak ayni baskında başlarına torba geçirilen Türk askerleri ile birlikte ayni kaderi paylaşmak zorunda kalmıştı.

    Aslında Amerikan askerleri tarafından hiçbir sebep yokken masum askerlerimize ve Michael Todd’a reva görülen eziyet, baskı, ve insanlık dışı muameleler, Türk Milletine ve Türkiye’ye verilmek istenen gözdağı idi. Başka bir deyişle Amerikan ordusunun taleplerine uygun verilmeyen cevabın intikamı idi. Michael Todd, başına çuval geçirilen Türk askerleriyle ilk andan sonuna kadar birlikte hayatının en acı hatıralarını, Amerikan askerinin akla hayale gelmez işkencelerini yaşadı. Amerika 173. Hava İndirme Tümeni askerleri onu Türk Özel Kuvvetleri Komutanı sanınca başına gelmeyen kalmadı. Büyük acı çeken bir İngiliz vatandaşının dile getirdiği duygularını içeren Çuval adlı kitabını okumakla Türk askerine reva görülen işkencenin ne kadar onur kırıcı ve insanlık dışı olduğunu öğrenmek içimizi Amerikan nefretliği ile doldurmaya yeterlidir.

    Michael Todd hatıralarında “Fırın gibi kamyonun içinde beklerken askerlerimizin su isteklerine, tüm yakarışlarına rağmen Amerikan askerleri kayıtsız kalıyor, aniden saldırarak askerlerin kafasına dipçiklerle vuruyor ve bağırıyorlardı. Parmakları sürekli tetikte idi ve bıçaklarını gösteriyorlardı. Bu çocuk yaştaki Amerikan askerleri bizim El Kaide’ci olduğumuzdan şüphe ettikleri için korkularından kımıldamamıza bile müsaade etmiyorlar, kımıldayanı dipçiklerle öldüresiye dövüyorlardı. Yanımdaki adam çok acı çekiyordu. Plastik kelepçeler ona eziyet ediyordu. Hepimiz öyleydik ama onun hayati tehlikesi vardı, çünkü ellerinin rengi değişmeye başlamıştı. Bu kadar El- Kaide şüphelisi nereden çıkmıştı? Türkçe konuştuklarından emindim ama bu mümkün değildi diye düşünüyordum. Çünkü ABD ve Türkiye müttefikti. Yanımda yatan adamla aramanda bir yakınlık olduğunu hissettim. Şükürler olsun ki adam sağdı ama pek iyi durumda değildi. İngilizcesi gayet iyi idi. Bana milliyetimi sordu, kendisi Türk’tü, Ankaralı idi, aramızdaki bağ büyüdü. Kamyondaki diğer insanların da Türk olduğunu söyledi. Bizim konuşmamızdan nefret eden Amerikan sübyanları, silahlarına mermi sürerek çenemizi kapatmamızı ihtar ettikleri için sustuk.” Diye anlatıyor ve askerlerimizin içinde bulundukları gayri insani durumu bütün açıklığı ile gözler önüne seriyor. Düşünün ki Amerikan askerlerini Kunuri’de kıyımdan kurtaran Türk askerine minnet borcu böylesi yüz karası bir davranış ile ödeniyordu. Çocuk yaştaki Amerikan askerlerinin birbirlerine ve dışa karşı rüştünü ispat etmek için oynadıkları bu dram Amerikan Milleti’nin Ve Amerika yönetiminin yüzkarası olarak sergileniyordu sanki.

    Bir ara çuvalları başımızdan aldılar. Süleymaniye’yi gördüm, anayolda gidiyorduk, herkes gözünü bize dikmiş, bizimle alay ediyorlardı ve Amerikan askerini alkışlıyorlardı. Amerikan askerlerine el sallıyorlar, bize ise aşağılayıcı eşyalar fırlatıyorlardı. Bazılarının ayakkabılarını savurduğunu ve tükürdüğünü gördüm. Bize küfrediyorlardı. Neden başımızdaki çuvalları çıkardıklarını şimdi daha iyi anlıyorum. Kürtler yüzlerimizi görüp tanısınlar ve böylece ABD’ nin ne denli her şeye muktedir olduğunu anlasınlar diye. Çocuk Amerikan askerleri kavboyculuk oynar gibi üzerimizde uygulama yapmayı bile denediler. Bir tanesi, bir Türk askerinin boğazına dayadığı bıçağıyle “Bu tavuğu keseyim de bakalım kafası kesilince nasıl ortalıkta koşabilecek?” Diyerek ucuz kabadayılık gösterisi yaptı.

    Türk askeri koluma dokundu ve su şişesi ile kafamdaki çuvalı dürttü. Çuvalı yavaşça kaldırdım. Yanımdaki nazikçe bana su ikram ediyordu. Bu dostluğu asla unutmayacağım. O da benim kadar korkmuştu, benim gibi o da yaşamının en korkulu anlarını geçiriyordu. Ve bu Türk bana su ikram ediyordu. Şişenin içinde çok az su kalmıştı, suyun hepsini içebilirdi ama o suyunu benimle paylaşmak nezaketini gösteriyordu. Böyle bir insan veya diğerleri terörist olabilir miydi?

    Belli ki bütün olanlar ya bir gösteri ya da bir intikam senaryosu idi. Kitabın tamamı okunursa gerçekler daha iyi anlaşılacaktır. Durup dururken Türk askerinin başına çuval geçirmek ve onları işkenceye tabi tutmak, ellerini kelepçeleyip Temmuz ayının kavurucu sıcağında cemseler içinde hareketsiz bekletmek hem de başlarında çuval ile nefes almaktan alıkoymak aklı başında bir insanın hatta düşmanın bile yapacağı bir hareket olamazdı? Ama bunu Dost bildiğimiz Amerika ve Amerikan askeri yapmıştır. Şu bıyığı yeni terlemiş Amerikan askercikleri bilsinler ki Türk timinin komutanı, karşı konulmaması emrini verdiği için bu kadar rahat bir av yakalayabilmişler ve her türlü pisliklerini icra edebilmişlerdir. Yoksa bugün hepsi eşek cehennemine postalanmış olabilirlerdi.

    Bu kitap Türk askerinin yanlış bir olayı tırmandırmamak ve doğması muhtemel tepkilerden kaçınmak için ne kadar akılcı bir yol seçildiğini bir yabancının da takdiri ile vatan savunmasının da üstünde ne denli fedakarlıklar yapabileceğini belgeleyen bir eserdir. Türk askeri tarihin her devrinde kahramanlıkları, insancıl davranışları ve aman dileyene gösterdiği yardım ve şefkat ile temayüz etmiş müstesna bir karaktere sahiptir. Ucuz kahramanlıklar Türk askerinin doğasında yoktur. Bu meziyetler yanlış değerlendirilip, yanlış yapmak gibi bir gaflete düşenler gereken karşılığı mutlaka görmüşlerdir.

    4 Temmuz tarihi bu menfur olayın yıldönümüdür. Amerika ve Amerikan askerinin, Türk halkına duyduğu nefret duygusunun açıkca sergilendiği bir gündür. Bu gün, onların tarihinde kara bir leke olarak utanç duymaları gereken bir gün olarak ebediyen var olacaktır.. Askerimizin üstün vasıflarını ve vatan hizmetinde yaptığı müstesna fedakarlıkları bu vesile ile dile getirmek ve gururlanmak Türküm diyen herkesin hakkıdır. Askerimizi bir kez daha vatan müdafaasında gösterdiği üstün hizmetlerinden dolayı en içten gelen sevgi ve takdirle kutlarım.

    Esenlik dileklerimle
    AHMET GÜLAY

    Not: Bu yazıda Michael Todd’un Çuval adlı kitabından alıntılar yapılmıştır.


    Günün Sözü : " Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar. "

    Hz. MEVLANA




      Forum Saati 27.04.24 22:36