Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Bir Bestecinin Notası Olan Ülkem

    avatar


    Kayıt tarihi : 31/12/69

    Bir Bestecinin Notası Olan Ülkem Empty Bir Bestecinin Notası Olan Ülkem

    Mesaj   06.10.10 1:29



    Bir Bestecinin Notası Olan Ülkem 30215_1418036698446_1458495894_31081448_8035294_a

    BİR BESTECİNİN NOTASI OLAN ÜLKEM


    .03 Mayıs 2010 Pazartesi, 23:25 tarihinde Emrah Bekci tarafından eklendi.Günümüz Türkiye’sinde Siyasi partilere ve mevcut hükümete bir bakış açısıyla eleştirel ve doğaçlama benzetmeler ile bakıp sizler ile mevcut sistemin, nasıl işlediğini mizahsal bir anlatımla genel yapı olarak sunmak istiyorum.
    Günümüz de ve geçmiş tarihimizde, Halkın iradesini temsil eden Meclisimiz de,İktidar partisi ve muhalefet partisi olmak üzere ikili bir oluşum,ve bu oluşumu görsel ve yazılı medyadan izleyen bir halk yapısı mevcut.
    İktidardaki partiye Türkçe Dil bilgisindeki birinci tekil şahıs olan ‘’Ben’’,Muhalefete ise ikinci tekil şahıs ‘’Sen’’,İzleyici olan, garip vatandaşa ise üçüncü tekil şahıs ‘’O ‘’diye biliriz.
    Bu benzetme ışığında,’’Ben’’ olan İktidar,Hükümetin başına geçtiğinde,yaptığı tüm işlerin hepsini kendisine meal edecek,kendinden önce iktidarda bulunan, hükümetlerin atmış olduğu temelleri veya icraatları kötü olarak değerlendirip,farklı bir isim altında biraz geliştirerek biz vatandaşa üçüncü tekil şahsa ‘’O ‘’ya ,’’bakın biz iktidara geldik neler yapıyoruz,her şey bizi seçen halk için,bizden öncekiler bunları yapamadı’’ diyecek,ve ‘’gelecek seçimde bizi tekrar seçer iseniz bu yapılandan daha fazlasını yapacağız ‘’diye söylemlerde bulunup ,bizlerde ‘’helal olsun ,bak adamlara vatan millet için,neler yapıyorlar ‘’diye alkışlayıp ve hatta yapılan yanlışları bile doğru sanıp iktidara hak vereceğiz.
    Peki bu arada Muhalefet ne durumda bir de ona bakmak lazım,dedik ya Türk dil bilgisindeki ikinci tekil şahıs olan ‘’Sen’’ ,Muhalefet.
    Muhalefet ise,her zaman İktidarın doğru ve yanlış yaptığı her şeyi eleştirip,iktidarın tabanını,yıpratmaya,yakınlaşan seçimlerde, bir daha muhalefette kalmamak için, oy oranını artırmak amacını güderek, iktidar hakkında ne kadar kirli çamaşır var ise ortaya serecek,ve bize yani üçüncü tekil şahıs ‘’O’’ ya,derdini anlatmaya çalışacak,bu süreç ta ki seçim zamanına kadar sürüp gidecek.
    Peki üçüncü tekil şahıs yani ‘’O ‘’dediğimiz vatandaş,biz ne yapacağız,seçim zamanı bir noter vazifesi görüp,kim daha fazla kendisini siyasi yönde bize empoze ettiyse, oyumuzu ona vereceğiz,bu kör döngü, her zaman süre gelmiş ve her zamanda süre gidecek, ‘’Ben’’,’’Sen’’,’’O ‘’,arasın daki,paslaşma sonucu, gayri olağan görünen ve oynanan oyun olacak.
    Şimdi Millet olarak yani toplu olarak olarak baktığımız zaman ,durum nasıl ve ne denli olacak birde onu inceleyelim.
    Bir Müzisyen düşünelim ,ama Sanatkar ve besteci bir Müzisyen,bu sanatçının ,bestesini yapar iken kullandığı araçları düşünelim,ve kafamızda canlandırıp ,düşünsel olarak şöyle ifade edelim.
    Çok iyi çaldığı bir müzik aleti,Bir kalem,Beş satırdan ibaret, başında Sol anahtarı çizili, porte denilen nota yazılmamış, bir boş kağıt.
    Sanatçı veya Besteci,kafasında tasarladığı projesini,kalemi eline alarak,birbirlerine şekilde benzeyen,ama değer ve ses tonu bakımından farklı olan Nota denilen ulusal Müzik alfabesini kullanarak Porte ye nota olarak döker,zihnindeki tüm duygu ve düşüncelerini nota olarak yazdıktan sonra,çok iyi bir şekilde çaldığı müzik aletini alarak, sesli olarak ifade etmeye başlar,Bu arada sanatçının zihninden notaya döktüğü sesler ile enstrümanla çaldığı bazı notalar, ses olarak dinleyiciye itici geleceğini düşünerek, bazı notalar üzerinde, yerlerini değiştirerek,veya 2’ lik ,4’ lük, 16 ‘lık gibi değer vererek, notayı kullanılır hale getirir,bu arada bazı notalar,kulağı tiz sesler ile tırmalar,bunlara da, bemol veya diyez işareti koyarak terbiye eder.Bazı notaları ise, birden sesini kesip,hemen bir sus işareti yanına konulup, daha sonra tekrar ses olarak devam etmesini sağlar, güzel bir beste olacak hale getirene kadar bu süreç devam eder.
    Ve en sonunda bestesini bitirir,ve kendisi gibi sanatçı olana bestekarlara dinletir, ve onlarında faydalanmasını ve kendi enstrümanları ile çalmalarına gerek maddi olarak, gerekse hibe ederek satışa hazır hale sunar.
    Yukarıda Bir bestecinin veya sanatkarın bestesini, teknik olarak nasıl yapmış olduğunu, anlatmaya çalıştım.Şimdi Bu Besteyi, Ülkemizin dış siyaseti olarak değerlendirelim.
    Ülkemizi,ben ne yazık ki,bir bestecinin zihninde canlandırdığı ve kalemle kağıda döktüğü,bir nota olarak görmekteyim,besteci Ülkemize istediği zaman Portenin, istediği yerinde, istediği nota olmasını sağlıyor,hatta isterse sus diyor, isterse konuşması için tek nota bile olsa, uzun ses getirmesi için uzun değer veriyor,yani kısacası günümüzde Ülkemiz,başkalarının bestelediği bir bestenin ,kağıt üzerinde şekilden şekle, sesten sese giren notalarından biridir.
    Peki çözüm olarak ne yapılması gerekiyor ?
    Çözüm olarak tek yol,Besteci olmak,Çözüm olarak tek yol,Dünya dediğimiz sinemada gösterilen filmde, Senaristin yazdığı ,Yönetmenin yönettiği,aktörler değil,Bir yönetmen bir senarist olmak.
    Ama bizler, Türk Milleti olarak, Aktör ve Figüran olarak devam eder isek,maalesef bizlere daha çok rol biçen,Yönetmen ,Karakter yazan senarist olur,hep başkalarının filminde oynarız, filmde oynamaktan uzak bir yere gidemeyiz.
    Türk milleti ne bir başka ülkenin, Aktörü nede senaryosundaki karakter,nede Bir müzisyenin Notası olmalı,aksine,Üreten düşünen ve Yöneten olmalı ,Bu kudret ,bu zeki yapı Türk insanında mevcut,bir gün Ülkeme bu günlerde gelecektir ve o günler yakındır diye düşünüyorum…………..

    Saygılarımla
    Emrah BEKÇİ
    Araştırmacı Tarihçi-Yazar




      Forum Saati 16.05.24 15:08