******'ü Anlamak ( Anlasaydık Ararmıydık)

ATATÜRK'Ü ANLAMAK (ANLASAYDIK ARARMIYDIK)



ATATÜRK'Ü ANLAMAK


Tek bir davamız ve tek bir yolumuz var ve bu uğurda bilmemiz gereken tek bir gerçek var. O’da, Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü çok iyi anlamak ve anlatmak. Bundan önce yapılan yanlış, sadece ******’ü tarif etmekti. Maalesef bizler hep ******’ü tarif ettik, anlamadık ve anlatamadık. Bu yüzden “…******’ü tarif etmek yanlış olandı, o yüzden O’nu anlamaya çalışmak en doğru yol olur.” Gerçeği ana felsefemiz olmalıdır.

Evet, vefatından yıllar sonra bile hâlâ tam anlaşılamayan, anlatılamayan ******’ü anlamaya çalışmak en doğru bir yöntem ve çıkış yolu olabilir…

Eğer ******’ü anlatmak istiyorsak ilk önce O’nu anlamak gerekiyor. ******’ü anlamak için Türkiye gerçeğinde olması gerekenleri madde madde yazmak gerekiyor.



1. Bu ülkenin kuruluş felsefesi.



Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi, Türkiye Devleti’nin ülkesi ve millet’ iyle bölünmez bütünlüğüdür. Bu kuruluş felsefesinin temel unsurlarını ise ulus devlet, üniter devlet ve laik devlet oluşturmaktadır.



2. Bu ülkenin varlık felsefesi.



Bu ülkenin kuruluş felsefesini idrak etmek istemeyen, bu ülkenin varlık felsefesini de uygulamak istemeyecektir. Nedir bu, bir ülkenin varlık felsefesi. Kelime anlamı itibariyle “varlık felsefesi” o ülkenin “yaşamsal var olma” sebebidir.

Yaşamsal var olmak içinde, o ülkenin olmazsa olmazlarını uygulamak gerekir. Nedir onlar;



1. Ekonomik kalkınma,

2. Bilim, eğitim ve kültür

3. Tarih bilinci,

4. Millet olmak,

5. Teknolojik gelişim.



Olmak üzere 5 ana başlıkta topladığım bu maddeler varlık felsefesi adı altında yaşamsal varlığımızı devam ettirmek için olmazsa olmazlarımızdır. O ülkenin ve halkının bu yönde bilinçlenmesi gerekir. Ve politikalarını bunlara göre belirlemelidir.





Ekonomik kalkınma :



Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına baktığımızda bugüne kadar yürütülen politikalar görüldüğü üzere iflas etmiştir. Ekonomik kalkınmanın ana kuralı üretimdir. Ne yazık ki, ülkemizde Ne sanayi alanında ne tarımda yapılan üretim Türkiye’yi refah düzeyine getirecek düzeyde değildir. Aksine fabrikaların kapandığı ya da satıldığı, tarımda bilinçli yürütülen yanlış politikalar yüzünden arazilerin ekilmediği bir dönemi yaşıyoruz. Özellikle tarım alanındaki vahim durum çiftçimizi ve köylümüzü bitirme noktasına getirdiği, “Köylü milletin efendisidir” gerçeğinden uzaklaştığımızı görmekteyiz. Şunu unutmayalım ki; Köylümüzün cebinde para olmayınca kasabalının ya da şehirlinin cebinde de para olmamaktadır. Buğday, pamuk ve susam başta olmak üzere temel tarım ürünlerimizi ithal eder duruma gelmişsek, o ülkenin ekonomik kalkınmasının bir ayağı olan tarımımızı nasıl ayağa kaldıracağız.

Sanayi alanında da gerekli atılımı yapamadığımızı görmekteyiz. Bir araba motorunu dahi imal edemediğimizi düşündüğümüzde acı bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu hepimiz kabul etmeliyiz.

Öte yandan, Türkiye yeraltı kaynaklarını kullanamıyor, madenlerini işleyemiyor ya da kontrolü dışında işletiyorsak bu durumu da bir sorun olarak görmeliyiz. Evet sorun olarak görmeliyiz çünkü; Türk ekonomisinin canlanmasının ana sebeplerinden bir tanesi madenlerimizi yeterince işletemememizden kaynaklanmaktadır.

Bu ve buna benzer sorunlara çözümler yeni dönemde Türkiye’ye açıklanacaktır. Artık sorunlara sorun yaratarak değil, çözüm projeleri üreterek Türkiye’nin karşısına çıkacağımızı şimdiden bildirmek isterim.



Bilim, eğitim ve kültür



“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” yada “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” yada “Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, müstakil, şanlı ve yüksek bir cemiyet halinde yaşatır, ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder” diyerek eğitimin önemini vurgulamıştır.” Yüce ******’ün bilim, eğitim ve Türk kültürü ile söylediği sözler, bu gerçekliğe verdiği önemi gösteriyor.

Yine her alanda olduğu gibi bu konularda da Türkiye Cumhuriyeti sınıfta kalmıştır. Bu bakımdan çağı yakalamanın yolu, bilime, eğitime ve kültürümüze verdiğimiz ve bunlar üzerine yapacağımız çalışmalara bağlıdır.





Tarih Bilinci



Şu günlerde Türk milletinde eksik hissedilen bir nokta var; ******’ün ifade ettiği bu hedef anlamında bir tarih bilincine ihtiyaç var. Toplumuzda eksik bazı değerler, anlamalar, algılamalar sorunu var; geçmiş tarihe, toplumsal algılama ve değerlere sahip çıkma sorunu var...

Türk Tarihini, Türk Halkına anlatmanın tek yolu Devlet gücüyle olacaktır. İyi bir bilimsel araştırmayla tüm okullarda öğrencilerimize anlatmak zorundayız. Türk Tarihinin dünya medeniyetlerinin temeli, başlangıcı olduğunu tüm dünya bilmelidir. Aslında tüm dünya biliyor ama Türk Halkı maalesef bilmiyor.



Tarihimizi Arap yarım adasına dayandıran softalar Türk Halkının önünde büyük bir engeldir. Bizim kültürümüz Arap Kültürü değil, tamamıyla kendine özgü Türk Kültürüdür. Türk Kültürü de Avrupa kültürünün temelidir. Fakat bahsettiğim gibi Türk Kültürü yıllardır Arap Kültürü altında ezilmiş, Beyinlerimizi kokmuş bir çürük elmaya döndürmüştür. Gerçekleri görmek, Bir Türk’ün, Türk Tarihini bilmesi kaçınılmaz tarihi bir görevdir. Neslimizi gelecek kuşaklara taşımanın tek yolu budur.



Bu bilgiler ışığında Türk Tarihi ile ilgili yapılması gerekenleri kanaatimce sıraladım. Fakat bunları yapmak içinde Devlet gücü gerekmektedir. Şundan eminim ki, bir gün bunlar olacaktır.



Tarih çalışmalarımızla ilgili ana hatları kısaca sıralamam gerekirse;



1. Türk Ulusu Türk tarihini çok iyi bilmelidir. Bunun için ******’ün Türkoloji çalışmaları yeniden başlatılmalıdır.



2. Türk toplumunun temeli kültürdür.Türk Milletinin varlığının devam etmesi için..Türk Milleti dilimize ve tarihimize sahip çıkmalıdır



3. Tarihi olayların bilimsel verilere dayandırılması önemlidir. Aksi takdirde kendi toplumumuzu dahi buna inandırmakta güçlük çekeriz.



4. Türk gençliğine yön vermenin yolu, Türk gencinin tarihini en iyi şekilde bilmesidir. Çünkü Türk tarihi bilinen tarihten önce eskiye dayanır. Türkler, Mısırdan Mezopotamya’dan başlayarak. Romalılar ve yunanlardan daha önce Orta İtalya ve Akdeniz kıyılarına kadar yerleşmişlerdi.



5. Türk’ün tarihi yabancıların gözüyle değerlendirilemez. Türk’ün tarihini barbarlıktan başka bir şekilde görmeyen yabancılar ve maalesef tarihimizi, kültürümüzü yeni nesillere öğretmeyen yönetimler bir Ulusun yok olmasına sebep olmaktadır. Türk Kültürü dünya medeniyetlerinin doğuşunun başlangıcıdır.Türk kelimesi yabana atılacak bir kelime değil kütüphane raflarına sığmayacak kadar derin anlam ifade etmektedir. Bu yüzden Türk Milleti kendi tarihini ve kültürünü en iyi şekilde bilmekle yükümlüdür.



6. Milli ruhun ayağa kalması için Türk tarih bilimin öğretilmesi şarttır. Türk’ün gücünün spot cümlelerle yani reklamsal ifadelerle değil. Tarih bilincinin yüksek tutulmasıyla sağlanabilir.



7. Türk tarihini, uygarlığının büyüklüğünü belirleyip tüm dünyaya tanıtmak esastır. Böylelikle Dünya devletleri arasındaki onurlu duruşumuz olacağı gibi Türk Milleti de onur duyacağı tarihini öğrenecektir.



8. Bir ulusun ulus olabilmesi, geleceğini ve ulusal kimliğini koruyarak kendini geleceğe taşıyabilmesi için ihtiyacı olan tek şey ULUSAL BİR KÜLTÜR ve Tarih bilincidir.



Millet Olmak:



******’ün Milliyetçilik anlayışı, toplayıcı, birleştirici ve bütünleştiricidir. Ülkenin bölünmez bütünlüğüne önem verir. Her türlü ırk ayırımcılığını reddeder. Milleti millet yapan şey ırk değildir; çünkü bütün modern devletler etnik karışımdır. Bu bakımdan bugün açılım adı altında yapılan tamamen ayırımcılıktır, ırkçılıktır. Millet, maddi olgularla tasvir edilemez. Millet bir ruhtur, manevi bir değerdir; çokların, teklerin bütünüdür; birilikte kardeşçe yaşamak demektir. Onu anlamak ve hissetmek gerek.



Teknolojik Gelişim :



Bir ülke, kalkınması için teknolojiyi yaratmak, geliştirmek ve uygulamak durumundadır. Siyasi, ekonomik, bilimsel, sosyal ve kültürel alanlarda yükselmenin ana sebeplerinden bir tanesi teknolojiyi kullanmaktır. Özellikle ekonominin gelişmesi, büyümesi için teknolojik çalışmalara yapılacak yatırımlarla doğru orantılıdır. Enerji kaynakların yaratılması yine teknoloji ile mümkün olabilecektir. Buradan çıkacak sonuç yine Bilimdir. Bilimsel çalışmalara verilecek önemdir.



Bu bilgiler ışığında, ******çü Düşüncenin temelinde bu kurallar olmalıdır. Biz ******çü Düşünce Dernekleri olarak bundan önce sadece, önemli günlerde basın açıklamaları yaparak, çelenk koyarak ya da birkaç etkinlik yaparak dernekçilik yaptık. Başka bir anlam çıkarmak gerekirse Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Mustafa Kemal ******’ü bu şekilde korumaya çalıştık. ******’ü anlamadık, anlatamadık.



Yıllardır “Çocuklarımıza bu ülkenin kuruluş değerleriyle ilgili eğitimini veremedik. Bu bakımdan özellikle akıl ve bilim yolundan uzak, batıl inançlarla dolu bir yol çizmişsek, Türkiye’nin bugünkü tablosunu yaşaması da çok doğaldır… çocuklarımıza ****** sevgisini kazandırdığımızı zannettik yıllarca... ve o yetişen kuşaktan ****** ilkelerine sahip çıkmalarını bekledik. Karşılığı göremeyince onları düşman ilan ettik, karşı devrimin başladığını söyledik. Bütün bunların sorumluları bizleriz. Biz aklımızı başımıza toplamalıyız”



Değerli okurlar, bundan sonraki süreçte, ******çü Düşüncenin ne olduğunu anlatmalıyız.



Diyebiliriz ki; ******çü Düşünce ekonomik yükselmemizin sağlanması için sanayi ve tarıma önem vermektir. Enerji kaynaklarımızı kendi çıkarlarımız doğrultusunda kullanmaktır. ******çü Düşünce, bilimdir, eğitimdir, kültürdür. Bu yönde yapılacak gerekli çalışmalara hız vermektir. Ülkenin her karış toprağına bilim atölyeleri kurmaktır. ******çü Düşünce,Türk Tarihi bilincinin anlatılmasıdır. Türk tarihini kütüphane raflarında süslü kitaplara değil, dimağlarımıza yazmaktır. Kardeşçe yaşamanın, saygının, sevginin ifadesidir. ******çü düşünce.



******çü Düşünceyi anlamak ve anlatmak umuduyla çıktığımız bu yolda önümüze çıkacak tüm engelleri aşacağımızı kendimizin idrak etmesi gerekiyor.



Ve Türkiye Cumhuriyeti’ni ******’ün dediği gibi “Ekonomi Devleti” yapacağımızı da herkesin bilmesi gerekiyor.