Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

2 posters

    ******'ü öldürmek isteyen İngiliz ajanı Mustafa Sagir ve Mehmet Akif

    Seheryeli
    Seheryeli
    ADMIN
    ADMIN


    mesajlar mesajlar : 20179

    Doğum tarihi : 01/04/65
    Kayıt tarihi : 05/12/08

    yen ******'ü öldürmek isteyen İngiliz ajanı Mustafa Sagir ve Mehmet Akif

    Mesaj  Seheryeli 01.07.10 11:40


    ******'ü öldürmek isteyen islamcı İngiliz ajanı Mustafa Sagir ve Mehmet Akif

    25 Ağustos 1918 tarihinde Osmanlı devleti "Darul Hikmeti'l İslamiye" adlı bir teşkilat kurmuştu.

    Mehmet Akif bu teşkilatta önce başkâtip sonra da üye olmuştu. Osmanlı'nın son Şeyhülislamı Mustafa Sabri ve Said Nursi de üyeler arasındaydı. (Selahattin Yaşar, Mehmet Akif, s.29-30, Yeni Asya Yayınları, İstanbul 1987)

    Mehmet Akif bu teşkilatta görevli iken İstiklal mücadelesi başlamıştı. Akif bunun üzerine Anadolu'ya geçer. Darul Hikmeti'il İslamiye üyeleri Mehmet Akif'i "İZİNSİZ" Anadolu'ya geçtiği için 3 Mayıs 1920'de görev ve üyelikten azl ederler. (M.Ertuğrul Düzdağ, Mehmet Akif Hakkında Araştırmalar, Safahat, İFAV, 1993)

    Bazı kaynaklara göre de Akif 21-22 Ocak 1920'de Balıkesir'deki mücahitlere destek vermek gayesiyle Balıkesir'e "İZİNSİZ" gitmesinden dolayı teşkilattan azl edilmiştir.(Eşref Edip, Mehmet Akif Hayatı, Eserleri ve 70 Mukarririn Yazıları, s.53-54, Asarı İlmiye Kütüphanesi Neşriyat, İstanbul 1938)

    Akif Sebilürreşad'ın 437. sayısında yayınlanan bir yazısında şöyle yazmıştı:

    "Türklerin 2500 yıldan beri istiklallerini muhafaza etmiş bir millet oldukları tarihen müspet bir hakikattir. Türkler istiklalsiz yaşayamaz."

    Akif 23 Ocak 1920'de Balıkesir Zaganos Paşa Camisi'nde milli mücadeleyi destekleyen bir konuşma yaptıktan sonra kısa bir süreliğine İstanbul'a döner.

    "Akif, İstanbul'a döndükten bir süre sonra muhtemelen M. Kemal Paşa tarafından Ankara'ya gelmesi hususunda şifreli bir davet almıştır. Bunun üzerine Eşref Edip'e şöyle demiştir: "Artık burada duracak zaman değil, gidip çalışmak lazım. Bizim tarafımızdan halkı tenvire ihtiyaç varmış. Çağırıyorlar. Mutlaka gitmeliyiz. Ben yarın Ankara'ya hareket ediyorum. Sen de derginin (Sebilürreşad) işlerini derle topla, klişelerini al, arkamdan gel. Meşihattakilerle (Şeyhülislamlık) temas et, Harekâtı Milliye aleyhinde bir HALT etmesinler." (Eşref Edip, a.g.e, s, 56-Ahmet Faruk Kılıç, Mehmet Akif Ersoy'un Din ve Toplum Anlayışı, s.27-28, Değişim Yayınları, İstanbul 2008)

    Nitekim o zamanın Şeyhülislamı Haydarızade İbrahim Efendi Anadolu'da başlatılan milli mücadele aleyhine fetva vermeyi reddetmiştir. Daha sonra üzerine çok gelinince de istifa etmiştir. Ama yerine gelen Şeyhülislam Dürrizade Efendi milli mücadele ve ****** aleyhine fetva vermekten utanmamıştır.

    Ankara'ya gelen Akif, meclis önüne geldiğinde Mustafa Kemal Paşa ile karşılaşmıştır. Paşa onu şu sözlerle karşılamıştır:

    "Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz, şimdi görüşmek kabil olmayacak ben size gelirim." (M.E. Düzdağ, a.g.e, 1993, s.LV)

    BMM'nin açılışından birkaç gün sonra Ankara'ya ulaşan Akif başta Kastamonu ve Konya gibi şehirleri dolaşarak milli mücadeleye katılmanın farz olduğunu Türk milletine anlatmış onları uyandırmıştır.

    Gelelim İngiliz casusu Hintli İslamcı Mustafa Sagir Efendi'ye.

    1921 yılı başında İstanbul Şehzadebaşı'na gelip "Türk-Hint Uhuvvet-i İslamiye Cemiyeti"ni kuran Mustafa Sagir, milli mücadeleyi destekler görünerek Ankara'ya sızmak ve ******'ü öldürmekle görevli İngiliz casusudur.

    Milli mücadele destekçisi olan Karakol Cemiyeti'ne dahi sızarak muhtelif eylemlere katılır.

    Hatta şüphe çekmesin diye İngilizlerce 17 gün süreyle tutuklanır.

    Muhtemelen 30 Kasım 1920 akşamı İnebolu'dan Kastamonu'ya gelmiş, iki gün burada kaldıktan sonra 2 Aralık 1920 günü Ankara'ya hareket etmiştir.

    Kendi adamları olduğu düşüncesiyle Karakol Cemiyeti tarafından kaçırılarak Ankara'ya getirilir. Ankara'da Müslüman bir ülkeye mensup olması ve önemli bir misyona sahip bulunması dolayısıyla büyük ilgi görür.

    Çünkü onun milli mücadeleye destek veren Hint Müslümanlarının temsilcisi olduğu düşüncesi vardır.

    ****** tarafından dahi taltif edilerek mecliste konuşma yaptırılır.

    Mustafa Sagir'in İngiliz casusu olduğu ortaya çıkınca o ve arkadaşları Kütahya milletvekili Cevdet Izrap, Elazığ milletvekili Hüseyin, Cebelibereket, milletvekili İhsan ve Gaziantep milletvekili Kılıç Ali Bey'lerden oluşan İstiklal mahkemesi üyelerince 1921 yılında yargılanmış ve Ankara'da idama mahkûm edilmiştir.

    "İslamcı" Hintli İngiliz casusu Mustafa Sagir sorgusunda Afgan Kralı'nı öldürdüğü gibi ******'ü de öldürmek için görevli olduğunu itiraf etmiştir.

    Çok küçük yaşta iken Hindistan'dan alınıp İngiltere'ye götürülüp orada yetiştirilen Mustafa Sagir tam bir İngiliz olarak yetiştirilmiştir. Ölümünden önce yazdığı mektubunda da kardeşlerini İngiliz hükümetine emanet ettiğini yazmıştır.

    Murat Sertoğlu onun hikâyesini anlattığı "Mustafa Sagir" (Hakiki Ucuzluk Kitabevi, İstanbul 1963) adlı bir roman yazmıştı.

    Mustafa Sagir'in İngiliz casusu olduğunu Mehmet Akif ortaya çıkarıyor ve ******'e haber veriyor.

    Akif'in oğlu Emin Ersoy tarafından "Safahat Şairinin Oğlu Anlatıyor" başlığı altında 12 Şubat 1948-6 Haziran 1948 tarihleri arasında 15 tefrika olarak Millet Mecmuası'nda yayınlanan hatıralara göre Mustafa Sagir olayı kısaca şöyle ortaya çıkıyor:

    Mustafa Sagir kendisine Hint Müslümanlarının Ankara hükümetini alkışlayan bir ferdi, âlem-i İslam'ın Anadolu'da bir azası, bir sefiri süsü veriyordu.

    Akif eskiden beri Türkiye'de İttihad-ı İslam teşkilatına çalışan, hitap eden bir mütefekkir olarak tanınmaktadır. Akif Sagir'le samimiyet peyda etmiştir.

    Mustafa Sagir, Akif'in Taceddin Mahllesi'ndeki evine gelip gitmekte, mektuplaşma adresi olarak bu evi kullanmaktadır. Bu adrese Hindistan'dan, İstanbul'dan, Mısır'dan o kadar çok mektup gelmektedir ki, Akif'in şüphelerini daha da artırır.

    Bir gün Mustafa Sagir'e İstanbul'dan büyük bir zarf gelir. Kazara ucu yırtılan zarfı, zaten şüpheleri iyice artan Mehmet Akif yırtarak açar. Zarfın içinde çok sayıda kâğıt vardır ama bomboştur. Sadece İstanbul'da havaların yağmurlu gittiğinden bahsetmekte, Mustafa Sagir'e başarı dilemektedir.

    Zarfın içinden çıkan sayfalar o günün şartlarında laboratuarlarda tahlil edilir. Casusların kullandığı görünmez kimyevi mürekkeple yazılmış şifreli dokümanlardır hepsi.

    Bir sabah Ankaralılar Büyük Millet Meclisi'nin karşısındaki meydanlıkta (Ulus meydanı) asılmış bir ceset görürler. Hintli "İslamcı" İngiliz casusu Mustafa Sagir İslam'a ve Türk milletine ihanetin bedelini canıyla ödemiştir.

    Bu hadiseden günümüzde hangi dersi çıkarmalıyız ey Türk istiklalinin kahraman evlatları?

    Bir ipucu. Kaç tarikat şeyhi, kaç İslamcı cemaat efendisi, hangi "dost" ülkelerin gizli servis elemanlarının getirdiği suyla abdest almaktadır?

    Bu makale ve ******-Mehmet Akif dostluğu ile Mustafa Sagir olayının detayları için şu kaynakları okuyabilirsiniz:

    1- Tahsin Yıldırım ve Şaban Özdemir, "Mehmet Akif'i Anlamak", Yağmur Yayınları, İstanbul 2008.

    2- Prof. Esat Arslan, "1921 Yılı İlk Yarısında Türk Fransız, İtalyan Yakınlaşması Karşısında İngiliz Politikası ve Mustafa Sagir Olayı", ****** Araştırma Merkezi Dergisi, Mart 1995.

    3- Feridun Kandemir, "İstiklal Savaşında Bozguncular ve Casuslar", Yakın Tarihimiz Yayınları, İstanbul, 1964.

    4- Yaşar Akyol, "Mustafa Sagir", Tarih ve Toplum Dergisi, Ağustos 1993.



    Ramazan KURT /OOrtadog Gazetesi
    Aleyna
    Aleyna
    Moderatör
    Moderatör


    mesajlar mesajlar : 5494

    Doğum tarihi : 14/04/72
    Kayıt tarihi : 22/11/09

    yen Geri: ******'ü öldürmek isteyen İngiliz ajanı Mustafa Sagir ve Mehmet Akif

    Mesaj  Aleyna 01.07.10 12:15




    Değerli bir yazı teşekkürler...Bunları Bütün Türk Halkı bilmelidir..



      Forum Saati 07.05.24 11:09