Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    ****** İle İlgili Anekdotlar

    gull
    gull
    Moderatör
    Moderatör


    mesajlar mesajlar : 565

    Kayıt tarihi : 16/04/09

    Atatürk İle İlgili Anekdotlar Empty ****** İle İlgili Anekdotlar

    Mesaj  gull 05.07.09 21:17

    ******, Kurtuluş Savaşı için Anadolu’ya geçtikten ve Erzurum Kongresi’ni yaptıktan sonra Sivas’a dönmüş, orada ikinci kongreyi açmıştı. Bu sırada lise binasında yatıyor; toplantılar yapıyordu. En basit ihtiyaçlarını bile temin edecek halde değildi; bazı geceler sabahlara kadar küçük petrol lambasının cılız ışığında çalışıyordu.

    Bir aralık lise binasına baskın yapılacağı ve ******’ün yakalanıp asılacağı hakkında şehirde haberler dolaşmaya başladı.

    ******’ün hizmetini basit fakat temiz ruhlu, fedakar bir Türk genci yapıyordu. Bu delikanlının babası gizli ve sık sık geliyor; oğluna:

    - Etme, eyleme; evine dön; bugün yarın şehir basılacak; Mustafa Kemal ve arkadaşları yakalanacak. Onlar her şeyi göze almışlar; sen aileni düşün, diyordu.

    ****** bu geliş gidişin farkına vardı; bir gün delikanlıyı yanına çağırdı ve sordu:

    - Sık sık sana gelen kimdir?

    - Babam!...

    - Ne istiyor?

    Delikanlı her şeyi anlattı. O zaman ******, ona doğru biraz daha ilerledi; elini omuzuna koydu ve dedi ki:

    - Hizmetinden memnunum, fakat baba hakkı büyüktür. Madem ki razı olmuyor, git! Git, fakat babana söyle ki, vatan elden giderse evladın ne önemi kalır?
    ---------------

    ******’e hakaretten sanık bir köylü hakkında kovuşturma yapılıyordu. Durumu Ata’ya bildirdiler.

    - Mahkemeye veriyoruz, dediler, size küfür etmiş.

    ****** sordu:

    - Ben ne yapmışım ona?

    Soruşturma evrakını inceleyenler açıkladılar:

    - Gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakarken kağıt tutuşmuş da ondan.

    Bunu söyleyen o zamanın bakanlarından biridir. Bakana şu soruyu yöneltmiş:

    - Siz hiç gazete kağıdı ile sigara içtiniz mi?

    - Hayır...

    - Ben Trablus’ta iken içmiştim. Pek berbat şeydir. Köylü gene bana az küfretmiş. Siz bunun için mahkemeye vereceğiniz yerde, ona insan gibi sigara içmeyi sağlayınız.
    H. BESLEYİCİ, Atamız ******, s.95-96
    -----------------------------------------
    ******, Mersin’e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret derek sormuş:

    - Bu köşk kimin?

    - Kirkor’un...

    - Ya şu koca bina?

    - Yargo’nun...

    - Ya şu?

    - Salomon’un...

    ****** biraz sinirlenerek sormuş:

    - Onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz? Toplananların arkalarında bir köylünün sesi duyulur:

    - Biz mi nerede idik? Biz Yemen’de, Tuna Boyları’nda, Balkanlar’da, Arnavutluk Dağlarında, Kafkaslar’da, Çanakkale’de, Sakarya’da savaşıyorduk paşam...

    ****** bu anısını naklederken:

    - Hayatımda cevap veremediğim tek insan bu ak sakallı ihtiyar olmuştur, der dururdu.

    Niyazi Ahmet BANOĞLU, ******’ün Nükteleri-Fıkraları-Hatıraları, s.18
    -------------------------------------------------------------------------
    Bir halk toplantısında, bir genç O’na şu soruyu sordu:

    - Paşam, size diktatör diyorlar, ne dersiniz?

    - Ben, diktatör olsaydım, sen bana şimdi bu soruyu soramazdın?

      Forum Saati 19.05.24 1:44